27 Ocak 2014 Pazartesi

ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ

Tempotur'un bir sosyal sorumluluk projesi var "Müzede Buluşalım"
Hep niyetlendim katılmaya ama kısmet 25 Ocak 2014 tarihine imiş.
Bu tarihte, Ulucanlar Cezaevi Müze Turu'na katıldık.Cezaevi, 1925 tarihinde inşa edilmiş.İnfazlara ve mahkum isyanlarına tanıklık etmiş, Türk siyasi ve edebi hayatının önemli isimleri hayatlarının bir döneminde burada kalmış.
Ana kapıdan girdikten sonra "Hilton" diye anılan 9. ve 10. koğuşla başlıyor turumuz.Bülent Ecevit ve Necip Fazıl Kısakürek Hilton'da kalan isimlerden yalnızca ikisi...





Hilton'un hemen yanından tek kişilik hücrelere geçiş yapılıyor.Henüz mahkumiyet kararı kesinleşmemiş tutuklular ile, cezaevinde disiplin suçu işleyen veya dışarıda işlediği suç nedeni diğer mahkumlardan ayrılması gerektiği düşünülen kişiler bu kısımlarda tutulurlarmış.Hiç bitmeyeceğini düşündüğüm koridorda, işitilen sesler ürpermeme neden oldu.Mahkumların bu zor koşullara nasıl dayandığını düşündüm.




Hücrelerden sonra sıra koğuşlara geliyor.Koğuşlar, eski Türk filmlerindeki hapishane görüntülerini andırıyor.Yılmaz Güney'in Ulucanlar'daki anılarından esinlenerek gerçekleştirdiği "Duvar" filmi ya da Feride Çiçekoğlu'nun yazdığı ve Ulucanlar'da çekilen "Uçurtmayı Vurmasınlar" filminden bir kare izliyormuş hissine kapılıyorsunuz.Bunda balmumu heykellerin de büyük etkisi var.












Avlularda, tanınmış mahkumların cezaevi süreçleri ile ilgili fotoğraflar yer alıyor.


Bir sonraki gezi durağı ise ünlü mahkumlara ait bilgi, belge ve eşyaların bulunduğu koğuşlar.

















Bir sonraki durak Cezaevi Hamamı




Kapalı görüşün yapıldığı alan

İnfazların gerçekleştirildiği dar ağacı ve tüm bu infazlara tanıklık eden "Ulu Kavak" 
Türkiye'de idam cezasının 2004 yılında kaldırıldığına dikkat çekmek amacıyla dar ağacı demir parmaklıklı bir hücreye yerleştirilmiş.ve üzerine bu cezanın artık uygulanmadığına dair bir yazı yazılmış.



Bunlar gördüklerim, objektife takılanlar.Hissettiklerim bana kalsın
Görüşmek üzere, sevgiyle...